Okumuş
olduğumuz makale KVM ( Kernal Based Virtual Machine) hakkında bilgi
içermektedir. Öncelikle sanallaştırmanın
kısa bir tarihi verilmiş olup daha sonra eski metodolojiler hakkında bir
anlatım içermektedir. Bunlar Binary Translation(örn.
VMware), Paravirtualization(örn. Xen) ve
Hardware Assisted Virtualization gibi modellerdir. x86 mimarisinde sanallaştırma
hakkında bilgi bulunmaktadır. Ardından KVM mimarisine giriş yapılıp detaylı bir
anlatım sunulmuştur.
Makaleyi Okumadan önce:
Sanallaştırmanın
ne demek olduğu hakkında fikrim vardı. Kullanmak istediğimiz işletim sistemlerinin,
depolama aygıtlarının ya da ağ
kaynaklarından herhangi birinin aslını kurmak yerine onları sanal olarak
kurmak olduğunu biliyordum. Ayrıca önceden
Virtual Box’ı kurmuş, ne olduğunu kendi
çabamla öğrenmiştim. Bu program işletim
sistemi içinde sanal bir makina oluşturarak 1 veya daha fazla işletim sistemini kurmaya
yarıyor ve sistem içinde sanal bir sistem
oluşturuyordu. Almış olduğum İnternet Mimarisi dersinde proje olarak VirtualBox’ta
oluşturduğum sanal makinemin GNS3’te routerlara nasıl bağlandığını
incelemiştim. İşletim Sistemleri dersinden önce VMware’i duymuştum ancak hiç kullanmamıştım.
Sanallaştırmanın öneminin çok da farkında değildim.
Makaleyi Okuduktan Sonra:
Önceden de bildiğim gibi UNIX/RISC ve x86 makinalarda “hosted” yaklaşımı mevcuttu. Bu hosted yaklaşımı işletim sisteminin en üst seviyesinde sağlanan partition sistemi ile geniş bir donanım yelpazesini destekliyordu. Aslında kullanmakta olduğumuz virtualization teknolojileri de bir şekilde hypervisor’e sahipti. Fakat bu şekilde hypervisor’ın çalışabilmesi için zeminde çalışan host işletim sistemine ihtiyaç duyuluyordu. Yani bu sanal teknoloji üzerinde kurmuş olduğumuz ve fiziksel donanım üzerinde çalışan bir işletim sistemiydi. Bu nedenle bu yapıdaki hypervisor direkt donanım üzerinde çalışamaz ek olarak aracı gibi düşünürsek donanım üzerinde çalışan bir host işletim sistemine ihtiyaç duyar. Bu yapı şu şekildedir;
![]() |
Fiziksel Sistemin Yapısı |
![]() |
Host İşletim Sistemi Tabanlı Sanallaştırma Yapısı |
“Hypervisor” sistemi ise x86 bir makinanın donanımı üzerinde bulunan ilk tabakadır ve
donanım kaynaklarına direk erişimi mümkündür.
Bu sebeple VMware yazılımının da
kullandığı bu yaklaşım donanımın çok daha etkin kullanılmasını sağlıyor ve çok
daha yüksek performansla işliyor. Fiziksel
donanımın hemen üzerinde hypervisor teknolojisi çalışıyor. Bu yüzden ileride
yaratacağımız her sanal makine hypervisor katmanı üzerinde konumlanacaktır.
Çalışan hypervisor daha güvenli ve
moderndir. İçinde OS Driver
barındırmaz, bu nedenle boyutu oldukça küçüktür ve daha rahat çalışır. Ayrıca sanal
makinelerin hypervisor’e müdahale etme şansları yoktur. Herhangi bir sanal
makinenin başına bir problem geldiğinde, bu sorun sadece onu etkiler.Yukarıda anlattığım yapı şu şekildedir;
![]() |
KVM-(Kernel Tabanlı Sanal Makine) Yapısı
|
Sonuç:
İşlemci
kapasitelerinin dengesiz kullanımı, donanım bağımlı sunucu sistemleri, yüksek
sunucu barındırma maliyetleri gibi nedenler sanallaştırma teknolojilerinin
kullanımının mantıklı olduğunu açığa çıkarıyor. Sunucu kapasitesini yüksek
verimle kullanma imkânı sağlaması, ihtiyaç
duyulduğunda çok hızlı bir şekilde yeni sunucu oluşturulabilmesi, sunucu
barındırma maliyetini düşürmesi, ihtiyaç olduğu anda test veya yazılım
geliştirme için yeni sunucular oluşturma olanağı sağlaması, merkezi yönetim ile
tüm sunucuları tek bir merkezden izleme ve raporlama imkânı sağlaması açısından
özellikle büyük şirketler için sanallaştırma çok faydalıdır. Sanallaştırmanın
önemini kavrama açısından önemli bir makaleydi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder